Cumartesi, Kasım 13, 2010

İyi ki...

Sonlara doğru yaklaşırken bir ressamın paletindeki renk cümbüşü gibi karma karışık oluyor duygularım. "Daha yavaş okumalıyım, bitsin istemiyorum!" Yine de karşı konulmaz bir sürüklenmeyle buluyorum son satırı...
Yine karmakarışık, yine tarif edilemez bir his... Tatmin olmuşluk (edebiyata/yaşama dair), hüzün (bitişe dair), sevinç (sanata dair)...
Sabaha karşı iki buçuktu son satırı okuduğumda. Titrek bir kalemle arka sayfaya düştü sözcüklerim: "İyi ki roman var! İyi ki iyi romanlar var!"
Basıldığı yıl İtalya'nın en önemli dört ödülünü almış bu romanın, herbirini fazlasıyla hak ettiğini düşündüm. Ve bu kitabı bana gönderene bir mesaj attım, "Sakın kımıldama, teşekkür ederim" diye!